Dünya genelinde onbinlerce kişinin yaşamını yitirmesine sebep olan koronavirüs salgınının toplumsal dayanışma ve komşuluk hukuku gibi değerlerin önemini bir kez daha hatırlattığının altını çizen Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci şunları kaydetti:
“Son yıllarda yerel yönetimlerin girdiği betonlaşma, süslü tabelalar dikme ve tüm kıymetli alanları ranta açma yarışının geldiği nokta ortada. Bu manzara ile birlikte ‘sosyal belediyecilik’ kavramı da içi boş bir slogan haline geldi. Bunu değiştirmek zorundayız. Sosyal belediyecilik konusunda bir sınavdan geçiyoruz. Halktan toplanan vergiyi kullanma yetkisini elinde bulunduran yönetimlerin, yurttaşın refahını artırmaya yönelik somut adımlar atması gerekiyor. İçinde bulunduğumuz dönem; sağlık, nitelikli beslenme, toplumsal mutluluk ve dayanışmayı güçlendirecek yerel yönetim uygulamalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
TÜM YEREL YÖNETİMLERE ÖRNEK OLDUK
1970’li yılların başında Bingöl Depremi’nin ardından Doğu bölgelerinde etkili olan kolera salgınında bir sağlıkçı olarak sahada aktif görev aldım. Bu deneyimle Türkiye’deki ilk koronavirüs vakasının açıklanmasının ardından acil eylem planımızı oluşturup hızla uygulamaya başladık. Önce belediye emekçilerinin sağlığını olumsuz etkilemeyecek tedbirler aldık. Ardından toplum sağlığını koruyabilmek için belediye imkanlarını seferber ettik. Evlerinden çıkamayan yurttaşlarımızın alışverişlerini yapıp kapılarına teslim edecek ekipler oluşturduk. İşine gidemeyen, gelirinden olan ve dara düşen yurttaşlarımız için hem belediyenin imkanlarını kullandık hem de Samsunlu hayırseverlere dayanışma çağrısı yaptık. Türkiye’de ilk kez Atakum’da başlattığımız bu iki uygulamanın diğer yerel yönetimlere örnek olması ve kısa sürede ülkenin dört bir yanına yayılmasından büyük mutluluk duyuyoruz.
EŞİT BÖLÜŞÜMLE KALKINMA SAĞLAYACAĞIZ
Bugünden sonra Türkiye’ye gerçek anlamda sosyal belediyeciliği yeniden hatırlatacak önemli bir karara imza atıyoruz. Yurttaşın ödediği vergilerle oluşan Atakum Belediyesi’nin bütçesi, nisan ayı ile başlayan yeni dönemde yurttaşın sağlığı, nitelikli beslenmesi ve mutluluğu için harcanacak. Yaşamını sağlık kaygısı ile sürdürmek zorunda kalan bir toplumu betonlaşma kurtaramaz. Açlık sınırında olan, iyi beslenemeyen bir toplum ilerleme kaydedemez. Gelecek kaygısı taşıyan, mutlu zamanları anılardan ibaret olan bir toplum üretemez, kalkınamaz. Tüm bunları sağlayabilmek için eşit bölüşüm ve beraberinde gelecek olan toplumsal kalkınmayı Karadeniz’in en çağdaş kentlerinden biri olan Atakum’dan başlatıyoruz. Katılımcı demokrasiye olan inancımızla bu sürece fikirleri ya da paylaşımlarıyla ortak olmak isteyen tüm hemşehrilerimize kapımız açık. Bizim yaptığımız gibi dünya görüşlerini, partilerini bir kenara bırakmaya ve toplumun kalkınması için mücadele etmeye hazır hisseden herkesi ellerini taşın altına koymaya davet ediyoruz.”