Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hande Fırat ve Zafer Şahin'in sorularını cevapladığı özel bir röportajda ekonomide yeni döneme ilişkin önemli mesajlar verdi.
Programda, Türkiye'nin ekonomik dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Yılmaz, ülkenin sürdürülebilir büyüme ve istikrar hedeflerine odaklandığını belirtti. Ekonomik reformların önemine vurgu yapan Yılmaz, rekabetçi bir ekonomi için yapısal değişikliklerin hayata geçirileceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, ekonomik istikrarın sağlanması için mali disiplin, enflasyonla mücadele ve yapısal reformların birlikte yürütülmesinin önemini vurguladı. Yılmaz, özellikle enflasyonla mücadele konusunda kararlılıkla ilerlendiğini ve bu alanda önemli adımlar atıldığını belirtti.
Enflasyon ve Ekonomi Politikası
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz katıldığı programda; "Makro ekonomik büyüklüklerimiz, güncellenecek. 3 yıllık ileriye dönük yeni tahminlerimiz, hedeflerimiz ortaya konacak. Yapısal referomlar da yer alacak. Eylül ayına kadar bu çalışmalarımızı tamamlamayı öngörüyoruz. Bu döküman öngörülebilirlik sağlayan bir döküman. Ekonominin düşmanı belirsizliktir. Bir seçim yaşadık, siyasi belirsizlik ortadan kalktı. Bu ekonomi için de çok kıymetli. 5 senelik bir perspektifimiz var. Şeffaf bir şekilde toplumun önüne konmuş olacak program. Aynı zamanda bir ortak akıl sonucu ortaya çıkacak. Biz Türkiye Yüzyılı'nın ilk kabinesiyiz ve bu yüzyılı 85 milyon ile birlikte inşa edeceğiz. İlgili tüm taraflarla istişare içinde olacağız. Bizim temel düsturumuz istişare.
Dünyanın da bizim de temel meselemiz. Bir taraftan da dünyada resesyon riski var. Son 3 yıla baktığımızda reel tarafta çok güçlüyüz. Şimdi enflasyon ile topyekün mücadele zamanı. Bir tarafında işin para politikaları var. Bundan ibaret değil bir taraftan maliye politikası ile uyumlu olmalı. Sektörel politikalar da enflasyonu etkiliyor." ifadelerini kullandı.
Döviz Artışı
"Dövizdeki artış sebebine değinen Cevdet Yılmaz, "Kurun farklı etkileri var. Geçişkenliği var. Enflasyona yansıma söz konusu olabiliyor. Bir yandan rekabeti artırıp turizme katkı sağlayıp cari açığa olumlu yansıyabiliyor. Önemli olan kontrolenden çıkmaması. Bizim izlediğimiz serbest kur rejimi. Oluşan arz talepleri günlük değişimleri küçük küçük absorbe edebiliyorsunuz. Çok büyük hareketlenmeler olmaz, küçük küçük hareketlerle kendi dengesini bulur. Önemli olan temellerdir. Dövizin arzı ve talebidir bu. Bizim bir kur tahminimiz söz konusu değil. Spekülasyonlarla sadece mücadele ederiz. İhracatımızı artırdıkça, döviz kazandırıcı hamleler yaptıkça kur da düzene girecektir.
Cari açığı aşağı çekerken, tasarruf oranlarını artırmak gerekiyor. Bizim amacımız tasaruffları cazip hale getirerek yatırımlarını sürdürmek. Bizim tercihimiz gerek insana yatırım, gerek şehirlere yatırım yapmak. Ama bunu da sağlam kaynak ve tasarruflarla ortaya koymak. Yatırımları desteklemeye devam edeceğiz. Yatırım kalkınmanın özü temeli. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi yatırım, istihdam, üretim ihracat. Türkiye'nin klasik sorunu nedir? AK Parti'den de geri gidin. Bu yeni değil. Cari açık." ifadelerini kullandı.
Kur Korumalı Mevduat
İyi bir işlem gördü. Ama başından itibaren geçici bir düzenlemeydi. Ani bir bir şekilde çıkış olmalı mı? Olmamalı. Aşamalı geçiş olmalı yoksa finansal piyasalarda istikrarsızlığa yol açabilirsiniz. Şartlarını tartışmamız lazım. Ani bir şekilde duruş bu tür politikalarda doğru değil. Bir politikadan diğerine geçerken ani geçiş yapmazsınız. Bunu takip edersiniz. Kendi haline bıraktığınız zaman bir anda durmuyor. Bugün durdurdum dediğinizde bile vadesi doluncaya kadar bir takım hesaplar buradan faydalanmaya devam edecek.
"Endişe Edilecek Bir Durum Yok"
Kur ile ilgili endişe edilecek bir durum yok. Bizim çok güçlü bir bankacılık sektörümüz var. Türkiye dışa açık bir ekonomi. Ama bu kurun gündelik olarak hareket etmeyeceği anlamına gelmez. Burada önemli olan reel kur ile nominal kur. Enflasyon ile birlikte kurdaki hareket normaldir. Reel kur üzerinden bakmak daha önemli. Çok önemli bir hareketlilik olacağını düşünmüyorum. Yılın ikinci yarısında olumlu bir perspektife sahibiz cari açık olarak. Bir düşüş görüyoruz. Bunu politikalarımızla da destekleyeceğiz. Üretimi artırıcı politikalara destek vermeye devam edeceğiz.
Asgari Ücret
Geçen yıl ücretlerde maaşlarda düzenlemeler yaptık. Asgari ücrette 2 defa ayarlama yaptık. Yüzde 54 gibi oldukça yüksek bir artış yaptık. Temmuz'da önemli gündemimiz var. Asgari ücret görüşmeleri başladı. Alım gücünü korumak için 6 ayda bir müzakere yürütüyoruz. Temmuz ayında 3'lü görüşmeler ortak anlayış ve uzlaşma ile sonuçlansın. Temmuz ayının başlarında bitecek ve asgari ücrette satın alma gücünü artıracak bir yaklaşım sergileyeceğiz. Memur maaşları ve emeklilere ilişkin çalışmalarda Meclis'e gitmesi gereken düzenleme ve artışlar olacak. Onlar da çalışılıyor. Geniş toplumsal kesimlerin satın alma gücünü korumaya yönelik adımları atacağız, herhangi bir tereddüt söz konusu değil. Enflasyona çalışanları ezdirmeyeceğiz. Yeni bir hadise değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakan olduğu günden bugüne ilkesi bu olmuştur. Temel yaklaşımımız budur. 3 tarafın müzakere ettiği bir süreç bir şey söylemek doğru olmaz. Biz her zaman çalışanlardan yana olmuşuzdur ama tabi iş verenlerin de kaygılarını dikkate almak zorundayız. Kayıt dışılığa yol açmamanız lazım. Ekonomideki gelişmeler mutlaka ortaya konacaktır."
Yılmaz, ekonomik hedeflere ulaşmak için kamu-özel sektör iş birliğinin önemine dikkat çekti ve yatırımcılara güven veren politikaların sürdürüleceğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin ekonomik büyümesinin yanı sıra sosyal refahın da artırılmasına yönelik adımların atılacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin ekonomik dönüşüm sürecinde kararlılıkla ilerleyeceğini vurgulayarak, istikrarlı bir büyüme ve refahın sağlanması için çalışmaların hız kesmeden devam edeceğini ifade etti.