Türkiye'de seçimlere 6 gün kala dün Erzurum'da yaşanan olaylar sonrasında ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıklamalarda bulundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Erzurum'da Halk Buluşması'nda gerçekleşen gerginliğe dair, "Orada bu olayları tahrik ediyorlar. Sonra 'Bize şöyle yaptılar, böyle yaptılar, bilmem ne ettiler' diye tahrik edenler kendileri. Provokasyonu oluşturanlar kendileri. Tamamen kitleyi tahrik etmeye yönelik, provokasyona yönelik bir konuşma ortaya koyuyorlar." dedi.
Soylu, Ülke TV programına çıkarak kendisine yöneltilen ve gündeme dair de açıklamalarda bulundu.
İBB Başkanı İmamoğlu'nda yer aldığı ve Erzurum'da gerçekleşen olaylar ile ilgili Bakan Soylu, "Bugün aynı şahıs, yani kendini devletin üzerinde gören ve devletin kendisini ikaz etmesine rağmen İstanbul'u, İstanbul Büyükşehir Belediyesini terör örgütü elemanlarıyla dolduran, ne zaman ki pabucun pahalı olduğunu gördüğü zaman işte onları birer birer işten çıkarmaya başlayan bu şahıs, özellikle gittiği her yerde bu tip provokatif ve tahrik gücü olan işler gerçekleştiriyor.
İstanbul'da hizmet bittiği için Sivas'taki hizmete yönelik bir adımı ve diğer taraftan da Erzurum'daki hizmete yönelik bir adımı atmak için çaba sarf ediyorlardı. Aynısını yaptılar, biliyor musunuz?" ifadelerini kullandı.
EN BÜYÜK GELİRİ ALAN BELEDİYE
Ekrem İmamoğlu'nun "Bana para vermiyorlar" dediğini hatırlatan soruya yönelik Bakan Soylu, "Cumhuriyet tarihinin en büyük gelirini alan belediye, İstanbul Büyükşehir Belediyesidir, son 4 yılda. Bunu yazın bir tarafa. Diğer İstanbul belediyeleriyle kıyaslayarak söylüyorum bunu. Ama bir mağduriyet yapıyor. Çünkü iş yapmak istemiyor, mağduriyet yapıyor. Mağduriyet edebiyatı üzerinden gidiyor. Ama itibarsızlığı elbette ki ben İstanbul'daki halini görüyorum, diplerde. Ancak 'Nelerden kurtarabilirim? Bu tip birtakım provokatif ve tahrik yapan hadiseler ortaya koyarsam, kendi siyasetimi kutuplaştırarak, belki kendimi bir yerde tutabilme imkanına sahip olabilirim.' diyor."
TALEP REDDEDİLDİ
Bakan Soylu, "Nasıl bize İstanbul'da dedi ki 'Sen Atatürk Havalimanı'nda yap.' Biz Atatürk Havalimanı'nda yaptık. Onlar da gittiler Maltepe'de yaptılar. Bu yerleri veren seçim kurulu. Kurayla çıkmış bunlar. Yani kurayla çıkmış yerler. Seçimin de kendine ait bir kanunu ve bir ilkesi var. Bu beyefendi, buna rağmen gitti ve bugün o öbür tarafta dediği yerde Sivas'ta miting yaptı. Aynı tahriki orada yapmak istedi. Bu bir kanunsuzluk. O zaman herkes istediği yerde istediği şeyi yapabilme kabiliyetine sahip olsun. Böyle bir anlayış yok ki.
Gündemden düştü artık ve kendi içlerinde bir rekabet var. Zaten üçü birbirini sevmiyorlar, nefret ediyorlar. Bunu herkes biliyor. Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde Bay Kemal, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu. Birbirlerine nefret ediyorlar. Esas rekabetleri bizle değil şu anda. Esas rekabetleri kendi içlerinde ve kendi içlerinde kendi tabanlarına en iyi oynama tiyatrosundalar.
Ben belgeyle konuşuyorum. Ekrem İmamoğlu, Türkiye'ye gelmiş en büyük sahtekarlarından bir tanesidir. Çok net söylüyorum. Yani halka yalan söyleyen sahtekardır. Hem yalancıdır hem de sahtekardır.
Kendi içlerindeki rekabet dengelerini kaybettirmiş bunlara ve bir yerde bir olay çıkartmak istiyorlar.
Devletin valisine hakaret ediyorsunuz, devletin emniyet müdürüne hakaret ediyorsunuz. Ne eksiklik yapmış? Biz sana koruma vermişiz, orada korumaların var senin. Aynı zamanda da başka bir şey daha söz konusu. Bin polis var orada. Etrafta tedbir almış bin polis var.
Hepsi hak düşürücüdür bunların. Yarın da 'Ben özgür alanda konuştum, şimdi beni engellemeye çalıştılar' diyecekler. Yani 'Siyaset yaptığım için, siyasette fikrimi ifade etmeye çalıştığım için, özgürlüğümü kullandığım için.' Yani Türkiye'ye gelmiş en önemli Sülün Osmanlardan bir tanesiyle karşı karşıyayız. Toplum nezdinde itibarını kaybettiği bütün araştırmalarda, yerle yeksan olduğu çok net bir şekilde gözüküyor.
Genel hazımsızlığı ne olduğunu söyleyeyim mi? İstanbul mitingi. İstanbul mitingi bunların midelerine oturdu. İstanbul mitinginin büyüklüğünün tartışılmasını ve konuşulmasını engellemek için yapılan ufak tefek, tipik Cumhuriyet Halk Partisinin geçmişte başarısız siyasetçilerin yaptığı bir yöntemi burada ortaya koymaya çalışıyor.
Yani bir tiyatroyla karşı karşıya. Orada bu olayları tahrik ediyorlar. Sonra 'Bize şöyle yaptılar, böyle yaptılar, bilmem ne ettiler' diye tahrik edenler kendileri. Provokasyonu oluşturanlar kendileri. Tamamen kitleyi tahrik etmeye yönelik, provokasyona yönelik bir konuşma ortaya koyuyorlar. Tabii savcılar şimdi bu meselenin tamamına bakacaklar. Kimin tahrik ettiği, kimin tahrik etmediği, neyin tahrik ettiği, neyin tahrik etmediğini bir şekilde görüşecekler. Kaç tane miting yapmışlar bugüne kadar? Türkiye'nin her yerinde miting yapıyorlar sabah akşam. Hangi problemle karşı karşıya kalmışlardır? Yüksek Seçim Kurulu bunun hakkında suç duyurusunda bulunacaklardır. Yüksek Seçim Kurulu burada sen burada bunu yapamazsın demesine rağmen yapıyor. Burada da anlıyor ki buradan da ret yiyecek. Burada da sadece diyor ki ben diyor, burada şey yapacağım. Esnaf ziyareti yapacak. Esnaf ziyareti yapar, izne gerek yok ki." açıklamalarında bulundu.