İsveç'te Kur'an-ı Kerim'e yönelik provokasyonların artarak halen devam ediyor. Son olayda, 31 Temmuz'da Salwan Momika isimli bir kişi, İsveç parlamentosu önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim'i yaktı. Bu eylemlere Müslüman ülkelerin tepkilerine rağmen İsveç hükümeti tarafından net bir adım atımadı.
İfade özgürlüğü kavramı altında savunulan bu eylemler, ülkede güvenlik sorunlarına yol açmaya başlamış durumda. İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, provokasyonların ülkenin imajını olumsuz yönde etkilediğini kabul ediyor ve güvenlik konusundaki ciddi sorunları önlemek için hükümetin çalıştığını ifa dile getirdi.
''ÜLKENİN İMAJI DEĞİŞİYOR''
Kristersson, “Bu durum ve NATO üyeliğimizi engellemek için aleyhimizde yapılanlar, yanı sıra Rusya-Ukrayna savaşı güvenliğimizi ciddi şekilde etkiliyor. Bu ciddi güvenlik sorunlarının önlenmesi için hükümet çalışıyor, bu doğrultuda iç sınır kontrollerini devreye sokabiliriz.” ifadelerini kullandı.
''AMAÇ İÇ GÜVENLİĞE YÖNELİK TEHDİTLERİ ÖNLEMEK''
Adalet Bakanı Gunnar Strömmer ise iç sınır kontrolleri ile güvenliğin artırılabileceğine vurgu yaparak, “İç sınır kontrolleri polisin çalışmalarını güçlendirir, güvenliği tehdit eden yolcuların tespitinde yarar sağlayabilir. Amaç, iç güvenliğe yönelik tehditleri önlemek.” dedi.
Bazı kesimler, ifade özgürlüğü ve iç sınır kontrolleri gibi önlemlerin kişisel hak ve özgürlükleri kısıtlayabileceğini düşünüyor. Özellikle eylemlerin İsveç'in uluslararası ilişkilerine ve imajına zarar verdiğine dair endişeler de dile getiriliyor.
İsveç'te Kur'an-ı Kerim'e yönelik provokasyonların devam etmesi, ülkenin güvenlik konusunda karşı karşıya olduğu sorunları artırıyor. Hükümetin iç sınır kontrolleri gibi tedbirlerle güvenliği artırma çabaları, tartışmalara ve eleştirilere sebep oldu.