Başta Suudi Arabistan, Mısır, BAE, Bahreyn ve Yemen gibi ülkelerin arasında yer aldığı Körfez ülkeleri hafta başında ‘’terörizmi desteklediği’’ gerekçesiyle Katar’la diplomatik ilişkilerini keserek Katar’a bazı yaptırımlar açıklamıştı. Arap ülkelerinin ardından Afrika ülkeleri de Katarla ilişkilerini kesmeye başladı. Körfez ülkeleri ile Katar arasındaki ilişkilerin kriz noktasına gelmesi bölgede uzun süredir devam eden karşılıklı suçlamaları gündeme taşımıştır. Üç dört gündür bu kriz nedeniyle haber gündemine oturan Katar, bütün bu suçlamaların asılsız olduğunu söylemiştir.
Büyükelçisini geri çağırarak Senegal’in de aralarına katılmasıyla Katar’a cephe alan ülkelerin sayısı 10’a yükselmiş oldu. Türkiye ülkelerin diplomatik ilişkilerini keserek ve hava sahasını kapatarak abluka altına almaya çalıştığı Katar da halkın gıda ve su ihtiyacını karşılamak için harekete geçiyor. Katar hükümeti bu ihtiyaçlarını tedarik etmek için Türkiye ve İran’la görüştüğünü açıkladı. Bunun için bir heyetin Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanımızın yaptığı bir konuşmada Katar’a uygulanan yaptırımları doğru bulmadığını söylemişti. Türkiye ile Katar arasında Katar topraklarında Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasına ilişkin uygulama anlaşması ile ‘’Türkiye ile Katar arasında Jandarma eğitim ve öğretimine ilişkin işbirliği protokolü’’ Meclise sunulmuştu. TBMM’ye sunulan bu kanun tezkeresi kabul edildi.
Dışişleri bakanımız bu krize üzüldüklerini ve Daeş’le, radikalizmle, mezhepçilik ve islamafobi gibi konularla mücadele etmede dayanışmanın önemli olduğunu söyledi. Elbette ülkeler sorunlar veya fikir ayrılıkları yaşayabilir. Ancak her şartlar da diyalogların devam etmesi gerekmektedir. Durumun çözümlenmesi için bütün ülkelerin her türlü desteği göstermesi gerekmektedir. Birçok ülkenin Katar ile diplomatik ilişkilerine son vermesinin ardından Dünya basının da gözler Körfez bölgesindeki gelişmelere çevrildi.