Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Dünya genelinde yaşanılan su kıtlığının geçen her günde daha da ciddi ve büyük boyutlara ulaştığını ifade etti ve “Su kullanımı, son yüzyılda küresel olarak nüfus artış oranının iki katından daha fazla artış göstermekte ve artan sayıda bölge, özellikle kurak bölgelerde, su hizmetlerinin sürdürülebilir bir şekilde sunulabileceği sınıra ulaşılmaktadır.
Dünyanın yüzde 70'i suyla kaplı olmasına rağmen insanoğlu bu suyun yüzde 0.03 civarında bir miktardan tatlı su olarak yararlanabiliyor” dedi.
"YARIDAN FAZLASI ORTADAN KAYBOLDU"
Dünya Su Haftası" kapsamında açıklamalarda bulunan Demir, Türkiye ve Dünya'nın çeşitli bölgelerinde bulunan nehirlerin, göllerin ve akiferlerin kuruyarak kullanılamayacak hale geldiğini ve fazlasıyla kirlilik oluştuğunu söyledi. Demir, “Dünyadaki sulak alanların yarısından fazlası ortadan kayboldu. İklim değişikliği, dünyadaki hava ve su kalıplarını değiştirerek, bazı bölgelerde kıtlıklara ve kuraklıklara, diğerlerinde sellere yol açıyor.
Küresel iklim etkisi ve kuraklık sonucu, Dünyada 2 milyardan fazla insan yüksek su stresi yaşayan ülkelerde yaşamını sürdürüyor.
2040 yılına kadar, dünyada 18 yaşın altındaki çocuklardan dörtte birinin yaklaşık 600 milyonun-aşırı yüksek su stresi olan bölgelerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Dünya çapında 1 milyarar yakın kişi 2030 yılına kadar yoğun su kıtlığı sebebi ile yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kalabilirler.
Dünya nüfusunun üçte ikisini temsil eden yaklaşık 5 – 5.5 milyar insan, yılın en az bir ayında şiddetli su kıtlığına maruz kalıyor. Günümüzde dünyanın en büyük yer altı suyu sistemlerinin üçte birinde su sıkıntısı var.” dedi.
Prof. Dr. Yusuf Demir açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
“Eğitim, sağlık, cinsiyet eşitsizliği, ekonomi gibi birçok alanda soruna sebep olmaktadır. Hatta yakın zamanda bölgelerde su savaşları çıkmasına da muhtemel gözle bakılmaktadır. Bu yüzden tatlı suyun muhafaza edilmesi ve adil dağılımı konusunda bir an önce bir strateji belirlenmesi bütün Dünya’da büyük önem taşımaktadır.”
CİDDİ SIKINTILAR İLE KARŞILAŞABİLİYORUZ"
Büyük şehirler başta olmak üzere ülkemizin büyük bölümünde barajlarda su seviyesi kritik eşiklere ulaşmış veya ulaşmak üzeredir. Önümüzdeki kısa ve orta vadede sürecin ve etkilerinin derinleşerek devam etmesi bekleniyor.
Sadece tarımsal sulamada değil evsel kullanımlarda da ciddi sıkıntılar ile karşılaşabiliriz. Aylardır uzmanlarca yapılan uyarılara rağmen kriz büyüyerek devam etmekte. Orta ve uzun vadeli yapılacaklarla ilgili devletimizin ilgili birimlerinin önemli çalışmaları var.
Problemin temelinde kısa vadede yapılması gerekenler, sorumluluk sahibi kişi ve kurumların konuya sahip çıkması geliyor.
haber1965.com