14 Mayıs 2023 Pazar günü gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri için hazırlıklar tam gaz devam ederken tüm Türkiye oy kullanmak üzere sandık başına gitmeye hazırlanıyor. Milyonlarca kişinin oy kullanacağı seçimlerin özellikle de ekonomi üzerinde nasıl bir etkisinin olacağı da merak ediliyor. Peki seçim sonrası dolar ne kadar olacak? Seçim sonrası dolar kaç TL olacak?
Yaklaşan seçimler nedeniyle pek çok kişi bu seçimin ekonomi üzerinde oluşturabilecek etkilerini merak ederken özellikle de dolar kurunda yaşanacak değişiklikler merak ediliyor. Şans Sohbetleri'nde ''seçim sonrası dolar'' değerlendirmesi yapan Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ birçok yatırımcı ve vatandaşın merak ettiği soruyu yanıtladı.
SEÇİM SONRASI DOLAR NE OLUR?
Ağaoğlu Afaki kur seviyelerinin havada uçuştuğunu söylerken önemli açıklamalarda bulundu. Vatandaşın alım gücünü oldukça etkileyen dolar kuru ile ilgili seçim yorumlaması yapan Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ'ın açıklamaları dikkat çekti.
Vatandaşların ''ilk turda bitse de işimize baksak'' dediğinden bahseden Güldağ açıklamasında ''Hemen her şey seçime kilitlendi. Özel sektör tarafında işler durmadı ama bir hayli rölantide gidiyor. Denizli, Konya, Kocaeli, son dönemde gittiğim hemen her yerde, ilk turda bitse de işimize baksak yaklaşımını görüyorum. Büyük şirketler dahil döviz bulamıyor, akreditif açarken zorlanıyor.'' ifadelerini kullandı.
Ağaoğlu ise bu durumun gittikçe ciddi bir soruna dönüştüğünü belirterek ''Biz bir buçuk sene önce konuştuk ve o zaman dedik ki, bu gittikçe ciddi bir sorun haline geliyor ve gelecek. İleride daha da küçük şirketlere sirayet edecek. Çünkü ben büyük rakamlı akreditiflerle uğraşırken bulamıyorsam, ki onlar uluslararası bankaların sevdiği rakamlardı, diğerleri küçük olduğu zaman bölmeniz gerekiyor, daha küçük parçalara ayırmanız gerekiyor.'' dedi.
Programda ilerleyen diyalog akışı ise şu şekilde yer aldı;
Güldağ: Şimdi kimi bankalar akreditif açmanın, teminat mektubu sağlamanın doğrudan döviz kullandırmaktan daha kolay olduğunu söylüyor. Her gün ayrı bir düzenleme...
Ağaoğlu: Yurtdışında malı satanın bankasının Türk bankasının riskini üstlenmesi imkanı da azalıyor diye konuşmuştuk. TL kredilerine gelen yasakların ödemeler sistemlerini tehdit ettiğini konuşmuştuk. Bugün geldiğimiz nokta, herkes hakikaten dişini sıkıyor seçime kadar.
Güldağ: Asıl sorun şu ki, sonra değişiklik olacak mı sorusunun yanıtı flu...
Ağaoğlu: Seçimden sonra hakikaten bir şeyler değişmez ise o dişler kırılacak. Çünkü çok sıkıldı o dişler. Hakikaten bazılarının ağzında diş kalmayacak sıkmaktan. Sıkıntı devam ederse, ödeme sistemlerinde aksaklıklarla karşılaşıyor olabiliriz büyük ihtimalle oluruz...
Güldağ: Tabii o noktada asıl bekleyişler kurlar üzerinden şekilleniyor. Kur da faiz de yükselecek fikrinde olan çok reel sektörde ama bazı kur beklentileri çok afaki geliyor bana...
Ağaoğlu: Kaç diyorlar?
Güldağ: 35-40... 50'yi görür müyüz diye soranlar da var.
Ağaoğlu: Süper! Neden duracakmış peki 35 -40'a gelince?
Güldağ: Kimse bilerek konuşmuyor ki, herkes birbirine soruyor. Seçimden sonra ne olur diye...
Ağaoğlu: Bu soruya JP Morgan bir yanıt vermiş aslına bakarsan...
Güldağ: Ne demiş?
Ağaoğlu: Eğer Ortodoks politikalara dönülürse hisse senetlerinde yüzde 75 getiri potansiyeli var demiş.
Güldağ: Ya dönülmezse?
Ağaoğlu: Heterodoks politika devam edecek olursa da hisse senetlerinde yüzde 30'a yakın bir kayıp olur demiş.
Güldağ: Dolar bazında mı?
Ağaoğlu: Benim hisse senetlerini Türk Lirası/dolara çevirmem kesinlikle mümkün değil, çünkü hisse senedi fiyatlamaları ile ilgili değerlendirmelerim çok farklı.
Güldağ: O zaman seçimden sonra dolar ne olur diye sorayım ben sana rahat edelim hep birlikte...
Ağaoğlu: Benim gözümde hem kur hem faizde artış olacak. Şimdi bunun da iki temel sebebi var; çok fazla baskı altında olan kurun ihracatçıları gerçekten çok üzen bir noktaya geldiğini görüyoruz. Merkez Bankası'nın yüzde 2 priminin piyasa veya resmi kurla tabela kuruyla diyeyim işgören kur arasındaki yüzde 5'lik farkın içinde eriyip gittiğini de..
Güldağ: Tabii bu faiz de kur da artar konusunun Cumhur ya da Millet ittifakının kazanmasına göre farklılıklar gösterecektir...
Ağaoğlu: Gelecek yönetime göre hız ve miktar fark edecek tabii. 35-40'ta duracak mı diye sormanın sebebi...
Güldağ: Bu arada seçim sonrası dolar/ TL 25-26 düzeyini aşmaz beklentisinde olan da çok...
Ağaoğlu: Bunların çoğu beklenti de değil, işkembe-i kübradan atılan rakamlar diyeyim...
Güldağ: Var mı senin ayakları yere basan başka bir hesabın?
Ağaoğlu: Şöyle söyleyeyim. Birincisi 2001 krizi. 680 binden 1 milyon 460 bin liraya çıktığı zaman dolar kuru, o dönemde, TL'nin reel efektif döviz kuru TÜFE ile Merkez Bankası hesaplamış 71,80 seviyelerinde.
Güldağ: Bugünden daha yüksek...
Ağaoğlu: En yüksek gördüğü yerler 125-127 seviyeleri, ki 2007 ve 2010 senelerinde görüldü buraları. 127 -137, iki tane zirvesi var.
Güldağ: TL'nin değerli olduğu zamanlar. İhracatçılar o dönemde ciddi zorlanıyordu. Ben de bunu Dolmabahçe'de sormuştum. O zaman başbakandı Erdoğan. "Türk Lirası benim meselem" demişti. Dışarıdan bol bol döviz geldikçe değerleniyordu TL...
Ağaoğlu: 1,15'lerin olduğu dönemlerden bahsediyoruz. Bugün kaç bu reel efektif kur endeksi? 69 seviyesinde, hatta tümünü değerlendirdiğiniz zaman çok daha düşük bir yerde, gelişmekte olan ülkeler bazında. TÜFE bazlı ortalama olarak baktığımızda, 58,5'larda, ki bu geçtiğimiz yılın aralık ayında 42'lere kadar geldi. Şimdi 2001'de 71 olan 42'ye gelmiş ve şu anda 55 -60'larda diyelim, 130'larda değiliz.
Güldağ: TL 'değerli değil' diyorsun...
Ağaoğlu: Gelin anlaşalım, aksine TL değersiz hatta çok değersiz.
Güldağ: Değerlenme asıl son yılda...
Ağaoğlu: Şimdi orada da bir bilgi ile geleceğim müsaade edersen. Oturup bir hesap yaptık, çok uzun vadeye yaymadık hesabı çünkü bu hesabı uzun vadeye yaydığın zaman büyük tartışmalar çıkıyor. Ben de seninle aynı fikirdeyim, Ağbal'ın görevden alınmasından bu yana bizde çok majör bir politika değişikliği ortaya çıktı.
Güldağ: Hala onun etkileri var...
Ağaoğlu: O etkileri anlamak için hesap yaptık, Türkiye'deki resmi enflasyon olarak da İstanbul Ticaret Odası'nı aldık. 2019 yılı 31 Aralık günü kuru ve o zamanki İTO enflasyonunu baz aldığımızda 2020-2023'e kadar olan dönemde, bugüne kadar olan dönemde kur olması gereken yerde mi diye baktığında.
Güldağ: Peki ya dış enflasyonu da hesaba kattınız mı?
Ağaoğlu: Tabii, İTO enflasyonundan Amerikan enflasyonlarını düştük. Onu iskonto ettikten sonra söylüyorum; doların olması gereken değeri 21 lira. Son 3,5 sene hesabıyla...
Güldağ: Doğrusu oldukça ilginç...
Ağaoğlu: 2021'den, yani 2020'nin 31 Aralık gününü baz aldığınız zaman 23 lira çıkıyor. Gelelim zurnanın zırt dediği yere... 2022'den bugüne kadar gelirsek, martı dahil ediyorum, olması gereken yer 27 liraya çıkıyor.
Güldağ: Aklına sağlık. Hesapsız kitapsız iş olmuyor.
Ağaoğlu: Geçen yıl baskı altında tutulan dövizle, ABD ve Türkiye'de yaşanan enflasyonun farkını 2021'in son günkü kurunun üzerine bindirdiğinizde karşınıza çıkan rakam 27 lira.
Güldağ: Bu illa 27 lira olacak demek değil. Etkileyen parametre çok.
Ağaoğlu: Hepsini hesaplayarak getirdik. Ona göre bile fark bu. Rakam 27 lira çıkıyor. Yine de bu demek değildir ki 27 lira olacak. Ya da bu demek değildir ki 21 lira, 23 lira olacak. Bu hesabı o 35 olur 40 lira olur, önünü tutamazsınız yaklaşımına ilişkin söylüyorum.
Güldağ: Dünya Bankası'nda çalışmış arkadaşlarla da sohbetimizde, onlar da hesaplıyoruz, öne sürüldüğü gibi 30'u aşmasının makul bir gerekçesi yok diyorlar. Ama koşullar da önemli. Nasıl bir döviz ihtiyacı içinde olacağız? Önümüz turizm mevsimi ama...
Ağaoğlu: Hiçbir finansal ürün sonsuz aşağıya gitmediği gibi, sonsuz yukarı da gitmez. TL/dolar paritesi de bir finansal üründür. Türkiye Cumhuriyeti var olmaya devam ettiği sürece sorunların mutlaka ve mutlaka bir çözümü bulunacak. Hangi yönetim olursa olsun... TL sonsuz kaybetmeyecek, sonsuz değer kazanmayacak. Belli bir makul yakalanacaktır. Seçim sonrasında doların önü alınamayacak beklentilerine bir 'dur' dememiz gerektiğini düşünüyorum, çünkü öyle bir dünya yok.
Brent petrol 70 dolara inecek gibi görünüyor
Güldağ: Petrol piyasası ne durumda?
Ağaoğlu: Orada ilginç bir durum ortaya çıktı. 80 dolarlardan 2 Mayıs'ta 71 dolara düştü. Neredeyse 10 dolara yakın düşmüş oldu.
Güldağ: Ne oldu da böyle düşüyor?
Ağaoğlu: Aslında ortada çok fazla bir şey yok görünüyor. İki sebep var onun arasında. İlki Fed... Hem Fed hem de ECB 25'er baz puan arttırdı. Fed'in faiz artışlarında sona geldiğini düşünüyorum artık. Ama bu yıl içinde faiz düşüşü de beklemiyorum. Buna bir de Çin'in etkisini eklememiz lazım. Çünkü Çin açıldı, kapandı, açıldı. Ama orada da çok böyle majör bir düzeltme veya yükseliş veya ekonomide toparlanma beklenmiyor onların hizmet PMI'ı da 50'nin altına geldi. Bu şunu gösteriyor, genel bir talep düşüklüğü ortamına giriyoruz. Resesyon anlamına gelmiyor ama şimdi bu 'talep düşüklüğü ortamı' yavaş yavaş fiyatlanıyor.
Güldağ: Bu nereye çeker petrolü?
Ağaoğlu: 70 dolara kadar inecekmiş gibi bir görüntü var Brent petrolü için. Batı Teksas için ise 65-66 dolara kadar ABD ham petrolü gerileyecek. Amerika stratejik rezervleri yerine koyacak. Tabii, bir günde yapılabilen bir şey değil bu fiziki petrol olduğu için ciddi bir lojistik ihtiyacı var. Taşınması zaman alıyor. Onun için bir süre düşük fiyatlarda kalacağız bu Türkiye için iyi bir haber, gerçekten iyi bir haber ama sürdürülebilirlik veya uzun vadeye baktığımızda benim hep ısrarla söyledim, dünyada petrolü 65 dolara sabitleseniz hiçbir şey olmaz diyorum. Ne savaş çıkar ne kavga çıkar ne açlık olur ne kıtlık olur. Ama yapmazlar onu.
Altında yeni bir rekorun kalıcı olma ihtimali düşük
Güldağ: Fed Başkanı Powell bir süre faiz artırımı yok imasında bulununca altına bir güzel ralli yaptırdı.
Ağaoğlu: Evet, faizleri uzun süre yatay tutacağız. Artırmamız indirmemiz gerekiyor dediğinizde aradan bir buçuk yıl geçecek diye hesap yapabiliriz. 2024'ün ikinci yarısı sonunda faiz indirimleri görürüz diye düşünüyorum. Bir yıllık fark görüyorum piyasaya göre.
Güldağ: Neden o kadar fark var?
Ağaoğlu: ABD borsasına bakıyorum, ABD'deki işsizlik verilerine bakıyorum, ABD'deki gelir artışlarının hızı yavaşlıyor olsa bile artmaya devam ediyor. Demek ki böyle korkunç bir resesyon beklemiyor ABD'yi.
Güldağ: Bu altın ve gümüşü nereye götürür? Altın yeni rekor kırar mı?
Ağaoğlu: Rekor için ısrarla şart ortaya koymuştuk hatırlarsan. Gümüşte 25,25, 26-26, 27,27 diye üç seviye konuşmuştuk. 26,13'ü gördü, geri döndü. Biraz hızlı bir geri toparlanma oldu ama 27,27'yi geçmeden gümüş, altında bir yeni rekor ihtimali düşük.
Güldağ: Ama çok da yaklaştı...
Ağaoğlu: Öyle... Çok çok yaklaştı rekorun üçüncü bacağına... Ama halen görürse bile yani şöyle -mış gibi bir rekor olur diye düşünüyorum. Sağlam bir rekor kıracaksa, daha önce de söylediğim gibi gümüş desteklemeli...
Güldağ: Altın satışlarına ne diyorsun peki, Türkiye ilk sıradaydı...
Ağaoğlu: Dünya Altın Konseyi'nin raporuna göre son dönemde dünyada en çok altın alan iki ulus var: Birincisi Türkiye 50 tonun üstüne çıktı, ikincisi 32 tonla ABD. Bu şunu gösteriyor, birileri artık altını güvenli liman olarak algılamış tekrar Amerika'da.
Güldağ: Amerika'daki bankacılık krizi etkili olmuş olabilir mi bunda?
Ağaoğlu: Belli ki öyle. Ben orada 2008 krizi gibi bir şey beklemiyorum.
Güldağ: 50.5 ton altın almışız ilk çeyrekte. Korunmak için herhalde...
Ağaoğlu: Çok ciddi bir artış var...
Güldağ: Yüzde 400 artmış...
Ağaoğlu: Türkler yaklaşık 3 milyar dolarlık altın almışlar.
Güldağ: Altında sağlam rekor hangi seviyede olur?
Ağaoğlu: Kalıcı rekor için 2125- 2250...
Güldağ: Çok ciddi rakamlar...
Ağaoğlu: Evet, yüzde 10 gibi bir rakamdan bahsediyoruz. Yüzde 5.5 ile 10 arası bir yerden bahsediyoruz. Yani eğer öyle bir şey olursa ancak gümüş onu desteklerse olur diye düşünüyorum ama çok yakından izlenmesi gereken anlardayız. Öyle düşünelim.
Genel olarak iki isim de seçim süreci sona erene dek birçok şeyin durduğundan bahsetti. Seçim sonrası ilerleyişi yakından takip etmek için bildirimleri açmayı unutmayınız.