10 haziran 2017 tarihi ile 99’ ların üniversiteye geçiş sınavı ilk aşamasıyla başladı. Bu sınav gençlerimiz için epeyce önemli bir sınavdı.

İlerleyen günlerle birlikte sınav 4 ayrı oturumda gerçekleşti. Adaylar sınava girme hakkını 12 mart 2017 'de ki Yüksek Öğretime Geçiş sınavından baraj sınırı olan 180 puanı alarak kazandılar. Keza bu puan ülkenin eğitim sisteminin temelindeki kolonların eksik oluşunun göstergesi. Sözün gelişi ile eğitimin yapıtaşını oluşturan öğretim unsurunun yanlış anlaşılması ve hakkıyla uygulanmamasıdır. Bunu da son yılların ve geçmiş yılların sınav başarı oranlarına ve diğer Avrupa ülkelerinde ki başarı oranlarına bakarak anlayabiliyoruz. Ülke eğitiminin diğer ülkelere göre yoğun olması veya nitelikli öğretmen sayısı veya ülkenin sağladığı imkanlarla bu alanın aksamasına neden olabilir. Daha geniş bir açıdan bakarsak öğrenciler üzerindeki psikolojik baskı ve yaptırımlar başarı oranının düşmesine de büyük ölçüde sebep olur.

Sınav psikolojisi her okur yazar bireyin belli dönemlerde maruz kaldığı bir durumdur. Psikiyatrilere göre en çok intihar edilen dönem bu dönemdir. Bireyler bu dönemde üzerlerinde hiç hissetmedikleri kadar baskı hissederler çünkü bitirmesi gereken çok konu ve çözmesi gereken çok test vardır. Bunun yanı sıra adaylar istediği bölümü kazanmak için her zaman ki çabasından daha fazla çaba göstermek zorundadır. Çünkü ülkemiz ekonomisi gereği bazı bölümleri okuyan insanlara ne yazık ki iş olanağı sağlayamıyor ve haliyle bu işi daha da zorlaştırıyor . 18 yaşındaki adayların hayata ilk adımında çok büyük yükler sırtlaması gerekiyor .Bu dönemde ebe beyinlerimize çok fazla iş düşüyor. Çocuklarına destek olmalı, inanmalı ve onları her ne olursa olsun sevdiklerini belirtmelidirler. Bu doğrultuda çocuklar kendilerini yarış atı gibi hissetmezler ve sınavın hayatındaki en önemli şey olduğunu düşünmezler.

Sonuç olarak eğitim sisteminin aksamasından kaynaklanan bu can alıcı sıkıntılar eninde sonunda geçecektir . Bu dönemde eğitim neferlerimiz ve ailelerimiz genç adaylarımıza elinden geldiğince maddi manevi tüm desteği sunmalıdırlar.